Neredeyse 1 yıl geçmiş aradan. Bu 1 yıl içinde pandemi, iklim değişiklikleri, Ukrayna Rusya gerginliği, enflasyon ve daha bir çok şey değişti değişmeye de devam ediyor.  En son yazımda LGS sınav sürecimizden bahsetmiştim. Çok stresli ve yorucu bir yıldı. Yorulduk dinlendik ve yepyeni bir başlangıca merhaba dedik. Üzerinde saatlerce konuşulabilecek bir sınavdı 2021 LGS. Tüm derslere eşit dağıtılması gereken seçiçi soruların  hepsi matematikte yoğunlaşmıştı. Neredeyse 10 soru zor ve uzun cevaplıydı. Ama ben çok üzerinde durmak istemiyorum şu an.

Fen lisesinde okumak istedi ve tercihlerini de ona göre yaptı. Şu an fen lisesinde okuyor. Rabbim Tonguç'a ve her yavruya hakkında hayırlı olanı versin.



LGS

 LGS

Çocukların eğitim hayatı benim en takıntılı noktam. İlkokula başlayacakları zaman  öğretmen okul seçimiyle başlayan bu zor süreç ortaokul seçimiyle devam etti. Okul seçmek doktor seçmek kadar kolay değil. göndermek istenilen okul için ikametgah şart özel okul konusu başlı başına bir konu ki biz bunu hiç düşünmedik zaten. her bölgenin her okulun ve her öğretmenin avantaj dezavantajları var bunu hep yaşadık. başından çıkamadığımız zamanlarda da kar zarar durumuna bakıp kendimizi o şekilde rahatlattık.

çocuğun iyi bir öğretmene rastlaması en büyük şansı. bu seçim her ne kadar zor olsa da sonuçta bizim elimizde. Ama LGS de böyle bir seçim yok. Aldığımız puana göre yerleşeceğimiz okullar var. İşte istediğimiz okul ve puan için  son 1 yılı emekle geçirilen bir süreç gerekiyor.  Pandemi döneminde bu yoğun çabanın peşinden koşmak da bir o kadar zor.  yüzyüze alamadığımız bir eğitim enerjinin atılamadığı duygu durumunun zıplayıp hopladığı bir ergenlik... daha ne olsun.. Ahhh.. doyulamadan biten çocukluk yeni gelen gençlikle hoşgeldin LGS.

çalışsan da çabalasan da kısmetin önüme geçemeyeceğin bir kader aynı zamanda..

ölçüyü bazen kaçırıyorum ben. unutuyorum çoğu şeyi. bu yazıyı unutmamak için kendime yazıyorum. SENİ ÇOK SEVİYORUM GÜZEL OĞLUM. RABBİM SANA HAYIRLI İLİM HAYIRLI ÖMÜR NASİP ETSİN. 

Her daim Allahın adıyla OKU!

 uykusuz bir gece daha.. ama bu sefer keyif ve tatilden.. oldum bittim kendimle baş başa geçen sakin geceleri severim. kendimle başbaşa bir gece kendime verdiğim bir ödül aslında. geç yatmak geç kalkmak hiç bir şeyi düşünmeden telaşsız ve sakince günü geçirmek son zamanlarımın en güzel ödülü.

Yeni anneliğimin acemiliği, bilinmeyenleri ilk başta beni biraz hırpalamıştı. emzirmeye alışmak gece uyanmalarına çok zor gelmişti. bir anne için bebek hem madden hem manen tam bir duygusal bağımlılık bence. hem çok yoruluyor perişan oluyorsun hem de onu sürekli yanında istiyor yokluğuna dayanamıyorsun :))

ikinci çocukla birlikte bu bağımlılık çapı büyüyen bir daire misali daha da genişlemişti bizim evde. 1. çocuktaki acemilik 2. çocuğun huysuzluğuyla birleşince bandı geri sarmak gibi belki belki de yeni bir ülke keşfi gibi yeni maceralara yelken açmıştı. tuvalette bile yalnız kalamamak ne demek iyi bilirim :) yemek yemek mesela bir olay . aman ağlıcayacak beni isteyecek şimdi ya da aman uyanmadan iki lokma yemek yiyeyim derdiyle o günlerden beri jet hızıyla yemek yiyorum hala :))

ahhh o elifim yok mu.. tonguçun bebekliği ne kadar keyifliyse elifin bebekliği de o denli zordu benim için. şimdi durup bakınca hepsi bir film şeridi gibi geçip gidiyor bir bir anılar gözümden.  o zamanlardan bu zamana uykusuzlukta kalmıyor yorgunlukta. şimdilerde ne zaman bebeği olup şikayet eden taze bir anne görürsem diyorum ki bol bol kokla çokça sarıl öp yavrunu keyfini çıkar başka hiç birşeyi umursama. ne evin temizliğini ne elalemin ne diyeceğini..

çocuk büyütmek zor iş bir o kadar da keyifli. 

 

 

Rabbim isteyen, anneliği hakkıyla yapabilecek her kadına nasip etsin anneliği..




 Sevgili Günlük,

Yıl 2021 oldu. İçine gülüşlerimizi, hüzünlerimizi, sevdiklerimizi, umutlarımızı sığdırdığımız şu Koca dünyamızda hiç beklenmedik bir anda modern hapis hayatını yaşamaya başladık. Özledik özgürce gezmeyi, nefes almayı doya doya sevdiklerimize sarılmayı.. 2020 den bu yana acımızda mutluluklarımızda hep eksik kaldı..

Dünya bir başka boyutun , sanki bir film senaryosunun içinde gibi. Bizler de bu senaryosunu beğenmediğimiz filmde figüran olmaya devam ediyoruz. Elbette bitecek ama ne zaman?

Çocuklar artık çocukluktan genç olmaya adım attılar.  İkisinin de boyu kilosu duruşu degişti. Bedensel değişimle beraber beni daha iyi anlayan espriler yapan ev işlerinde bana yardımcı olan iki evladın güzelliğini yaşıyorum.. Bazen şimdiki hallerine bakıp bebeklik hallerini çok özlüyorum. O kadar güzel o kadar tatlılardi ki..kokuları söyleyemedikleri kelimelerin tatlılığı, sarlışları, annemmm deyişleri..  Onlarla geçirdiğim her dakika için Rabbime şükrediyorum.  Bazen de şimdiki hallerine bakıp bakarken hayran kalıyorum. Rabbim ne güzel yaratmış diyorum. İnşallah yüzleri kalbi gibi her daim temiz ve iyi niyetli olurlar. annelerin evlatları için duaları hep aynı sanırım. Allah bahtlarını da kendileri gibi güzel kılsın hep iyi olsunlar..  Elif bu yıl 5. sınıf yani ortaokullu oldu. Tonguç ise ortaokulun son senesinde.  Online derslerle ödevlerle çokça bunalmalarla geçiyor ikisinin de en güzel çocukluk yılları. İleride "biz pandemideyken... " diye başlayıp anlatacak bir çok anıları olacak ikisininde :) 

Rabbim geleceğimizi geçmişimizden hayırlı eylesin..





 

 


Anne "yuh" ne demek? bende söyleyebilir miyim?
dünden kalma bir soru. Bu ve buna benzer bir çok soruyla 1. sınıftan bu yana muhatabız malesef. Hele de el hareketlerinin anlamını sorması yok mu? işin içinden çıkılmaz bir hale getiriyor durumu zira bir çoğunu bende bilmiyorum ne anlama geliyor..
Sen dilediğince koru, kolla, gözet.. bir şekilde okul- arkadaş ortamı bunları öğrenmesine zemin hazırlıyor. Mutlaka öğrenecek duyacak ama ben ne kadar geç olursa o kadar iyi olur derdinde uzak tutmaya çalışıyorum herşeyden..

Emin olamadığı durumlarda bana sorması hoşuma gidiyor bir yandan da hemen kullanmıyor olması güzel. Öğretmenine sorabilirsin okuldayken diyorum ama sormuyor.  Nedense Öğretmenden çekinme olayı bu okulumuzda da devam ediyor. Öğretmenini sevdiğini kıymet verdiğini biliyorum ama bazı şeyleri sormak ya da söylemekte çok çekingen bir duvar örüyor, keşke biraz daha rahat olsa..

1. sınıftan bu yana ara ara günlük yazıyor Tonguç önceleri daha sıktı ama son zamanlarda önemli olayları not alıyor  bazende  içimi dökeyim diye  eline alıp yazdığı oluyor.. Yeni okulumuzda öğretmenimizin öğrencilerinden istediği haftalık günlük yazma ödevi varmış gelince öğrendik ama biz zaten yazdığımızdan hiç zorlanmadık. Öğretmen her pazartesi bu ödevi kontrol ettiğinde imza atıyor ve bu  Tonguçun hiç hoşuna gitmiyormuş meğer onu da geçen gün söyledi. Bu imzaları silsek olur mu sanki karalanmış gibi duruyor dedi. Bende tükenmez kalemle imzalanmış silinmez, istersen öğretmenine sayfanın kenarına işaret koymasını rica edebilirsin dedim. Bakalım öğretmene bu ricayı söyleyecek mi? Ulu orta ne söyleneceğini bilmeyenlerden genel olarak hoşlanmam ama Tonguç beyimizde bazen çekingenliğiyle malesef tam tersi mi olsaydı acaba dedirtiyor?


Tonguç'um Allah nazardan saklasın bu yıl oruçlarını tam tutuyor. Ve namazlarını eksiksiz kılıyor.. Bir gün oruç tutmadı sadece onda da gitar kursunda parti yaptılar. Biz zorlamıyoruz kesinlikle. Kendisi isteyerek tutuyor, çok şükür..
Öğretmeni her gün soruyormuş oruçlu musun diye. Bazen yanağını sıkıp bazen de acıkmıyor musun diye soruyormuş.. ilgilenmesi hoşuna gitmiş Tonguç'un.. Salı günü öğretmen galiba kızdı dedi.. neden dedim oruçluyum dedikten sonra oflar gibi iç çekti dedi.. sana değildir o kızsa zaten söylerdi dedim bende..
Çok tatlı bir öğretmenin var kızdığını hiç sanmıyorum endişe edip belki üzülmüştür aç susuz kalıyorsun diye dedim.. Kendimde öğretmenim ama anne olunca öğretmenin bir bakışının bile ne kadar önemli olduğunu daha iyi öğrendim. Küçük dünyasında öyle bir yer etmiş ki nefesinden bile bir anlam çıkarıyor mutlu ya da mutsuz oluyor..

Rabbim evlatlarımıza hayırlı bir ömür nasip etsin.. Karşılarına hep iyi insanları çıkarsın.. Bahtları da kendileri gibi güzel olsun..


Mübarek Ramazan ayı yine bereket ve mutluluk getirdi evimize. Ramazan huzuru gerçekten bambaşka oluyor. Hep beraber oruç tutup iftar yapmak, iyilik ve hayırda birbirimizle yarışmak, ibadetlerimiz konusunda daha özen göstermek ve daha bir çok güzellikle Ramazanlar ömrün mis kokan gülleri..

Bu Ramazanın benim için en hüzünlü tarafı Kabe'de olamamak. Eşimle Ramazan umresine niyetlenmiştik aslında. Çocukları anneanne ya da babanneye bırakıp Ramazanda umrede olacaktık. Ama öyle olmadı.
Bilgi almak için gittiğimiz diyanetin bürosunda Tonguç "bizde gelelim biz neden gitmeyeceğiz? Siz sevap kazanacaksınız biz neden kazanmayacağız" diye öyle boncuk boncuk ağladı ki.. onu gören herkesin içi acıdı. Bana o sizden de çok istiyor belki de, götürün mutlaka bu yavruyu dedi ordakiler ağlayışına kayıtsız kalamayarak. Ben bir taraftan ibadeti soğutmamaya çalışıyor bir tarafta sıcak ve yorucu olabilir çocuklar için diye anlatmaya çalışıyorumağlamasın diye 2. gidişimizde beraber gideriz diyorum ama akıllı oğlum "ama siz iki biz bir defa gitmiş olacağız o zaman" diyerek ağlamaya devam ediyor.. bende müthiş bir vicdan azabı çekiyorum. Onun bu kadar istemesi içime öyle işledi ki hem mutlu oldum, hem gururlandım hem de bir ömür böyle olması için dualar ettim.. Yani bilemiyorum belki de onların yüzü suyu hürmetine bizde gidip nasiplendik..

Diyanetin yakın otel olan tur kontenjanı dolunca diyanetle gitmekten vazgeçtik. Daha önce gitmiş olan arkadaşlarımın hepsi bize ilk defa ve çocukla gidecekseniz asla Ramazanda gitmeyin dediler. Hem sıcak, hem oruç, hem ilk oluşu gözümüzü korkuttu ve onlarında ikna yetenekleriyle belki de biz ramazan umresinden vazgeçtik. Üç aylar olması dolayısıyla yine mutlulukla mayıs ayında gitmek üzere özel bir tura başvuru yaptık..

Her birimiz için önce pasaport çıkarttık. sonra alışveriş telaşesi ne giyicez neler yanımıza almalıyız? Kaç blog okudum, kaç kişiyle konuştum bilmiyorum :) Herkesten Allah razı olsun yardımcı oldular..

Mayıs ayı Mekke ve Medine için sıcak bir ay ama dayanılmaycak kadar değil. İlk gittiğimizde çocuklar özellikle biraz bunaldı ama biz mümkün olduğunca onları sıcaktan korumaya çalıştık. Gece hep beraber teheccüt namazına gittik. Sabah namazı sonrasında da otele dönüp kahvaltı yapıp uyuduk. Öğle namazında sırayla gittik Kabeye birimiz mutlaka çocukların başında bekledi. Böylece en sıcak vakitte otelde kalıp dinlendiler güneşten etkilenmediler. uyanınca İkindi namazı için  hep beraber tekrar Kabeye gittik. Akşam namazı ve  yatsıdan sonr tekrar otele gittik uyuduk. Çocuklar yeni uyku düzenine ilk günden sonra uyum sağladılar. Gündüz ve geceleri birbirine karıştı her uyandıklarında anne şimdi sabah mı akşam mı diye sordular :)) Yavrularım çocuk olmalarına rağmen bizi hiç üzmediler ve ellerinden geleni yaptılar.. Olabildiğince yapabildiğimiz kadar ibadetlerimizi yapmaya çalıştık bizde. Allah eksiklerimizle kabul buyursun inşallah..
Tek gitseydik daha çok ibadet edeceğimiz kesindi. Ama Rabbim niyetimizi biliyor nasılsa diyerek ne onları zorladık ne de biz stres yaptık..
Çocuklarla gitmek gerçekten büyük keyifti. Umre ziyaretimiz  hem Onlar da unutamayacakları kadar güzel anılar bıraktı hem de anne baba olarak evlatlarımıza karşı Rabbimin rızası için görevimizi yapmış olmamızın verdiği huzuru tattırdı.

Kabenin kokusu hala burnumuzda.. geldik ama unutamadık. Kabeye vardığımızda ona doğru koşup kokusunu içimize çeke çeke şükretmek ne güzeldi.. Hiç tanımadığımız onca insanla beraber başımızı yere koyup bir olan Rabbimize secde etmek ne güzeldi.. Evladınla tavaf yapmak, eşinle Rabbine Hz. ibrahim gibi Hz İsmail gibi teslim olmak ne güzeldi.. Sabrı öğrenmek, Kardeşliği hissetmek, kendini Rabbini tanımak ne güzeldi..

Hele de Başımızı yere eğmeden Kabeyi seyrederek kıldığımız namazların güzelliği nasıl tarif edilir bilmiyorum ki..

 Medine.. Kabeden hüzünle ayrıldıktan sonra Medine de Peygamber efendimize kavuşmak çok güzeldi. Onu orda yakından hissettik öyle ki tam karşımızda bulunan otelimize gitmek avlusundan dahi ayrılmak istemedik.. ve artık en son Peygamber efendimizin yanından ayrılmak ve istanbula dönmek o kadar acı geldi ki bize Elif bile havaalanına kadar gitmeyelim diye diye ağladı.

Rabbim gitmeyi arzu edenlere gitmeyi nasip etsin bizlere de inşallah tekrarını..

Duygulu, mutlu ve huzurlu bir bir şekilde gittik ve geldik çok şükür.. Elif ve Tonguç'a çok ilgi gösterdi herkes bir ara oğlum "anne biz meşhur muyuz" diye bile sordu :) onları her gören foto çektirmek istedi onlarla. Özellikle yabancılar çok sevdi onları.

Otel ve yemekler konusunda çok sıkıntı çekmedik. Az çok yedik yemediğimizde de sıkıntı yapmadık. Elif pek bişey yemedi kilo verdi diyebilirim :) Acayip bir enerjisi var o toprakların asla kötü düşünmüyor, kötü hissetmiyorsun. İçin doluyor doluyor taşıyor ferahlıyorsun..

Çocukla umreye gidilir mi? EVET kesinlikle gidilir. Biz en kısa zamanda tekrar hep beraber gitmek istiyoruz. Bu sefer deneyimli olarak daha iyi olacağını düşünüyoruz. O kadar çok anımız var ki hangi birini yazacağımız bilmiyorum gerçektende..

Benim merak ettiğim (gitmeden önce ) yanımıza ne alalım sorusuna ne gelince:

HER BİRİNDEN BOL BOL OLACAK ŞEKİLDE

SEVGİ, İHLAS, İYİ NİYET, ŞARTSIZ TESLİMİYET ve SABIR alıp çıkın yola.

 Bakın o zaman her şey nasılda güzel oluyor. Neyi arıyorsanız orda onu bulacaksınız zaten..



Rabbim bu güzel Ramazan gününde herkesin ibadetlerini kolaylaştırsın ve kabul etsin...

Rabbim'e sonsuz kere şükürler olsun ki bizlere nasip etti.
Rabbim bizlere tekrarını dileyen herkese de kavuşmayı nasip etsin..





Berat kandili hepimizin BERATı olsun..

 Bu minik parmaklar boyundan  büyük işler yapmaya çok meraklı. Şimdiden 2 basamaklı sayılarla eldesiz toplama çıkarma yapıyor.. Maşallah benim kızıma..
 Senenin başında ektiğimiz tohumlar yeşermeye başladı. Çok şükür gitar kursu gayet güzel gidiyor. İtiraf etmeliyim ki ilk başladığında zor gelip vazgeçmesinden  ya da ne bileyim başaramayacağından korkmuştum ama çok şükür 22  nisanda gösteriye dahil olacak kadar ilerledi..

 Kızımın gözünden renkli eğlenceli annesi.. yani bendeniz  :)
 Her fırsatta annesine konser veren  biricik oğlum..

  Okulu çok seven tatilde bile gitmek isteyen kızım.. Ne demeli öğretmenlerinin yüreklerine sağlık. Şükür ki Rabbim karşımıza melek gibi öğretmenler çıkardı her biri birbirinden kıymetli.. hal böyle olunca o da okuldan ayrılmak istemiyor..

 Malesef her zaman okul  hayatı dilediğimiz gibi gitmiyor. Tonguç beyin okulunu değiştirmek zorunda kaldık. Yaklaşık 2 haftadır yeni okuluna gidiyor. Şükür ki çabuk alıştı. Arkadaşlarını ve öğretmenini çok sevdi. Umarım şu an ki gibi gider herşey..

Yeşeren tohumların biri de karatede oldu. Oğlum artık sarı kuşak :)

 LEGO lar her zaman bir numara sevilen oyuncak sıralamasında :)
Güzel görmeyi ve güzel düşünmeyi nasip et Rabbim bize..

Zamanın geride bıraktığı güzel bir tatili geçtiğimiz şubat ayında yaşadık. Eşim olmadan çocuklarla 6 günü Bandırma'da geçirdik. Bandırmaya gidipte Erdek'e uğramamak olmazdı. Hem Erdek te dolaştık hem de Erdek yolundaki Kralın Çiftliği olarak bilinen hayvanat bahçesini gezdik. Hayvanat bahçesinde çocuklar çok eğlendiler. Ata binmekse keyiflerine keyif kattı..






 Kuzenler bir arada.
 Şubatta böylesine pürüzsüz bir deniz görmemiştim.. Gün çok güzeldi..
Rabbim verdiğin herşey ne güzel! Sen ne güzelsin!

Susmasan olmaz mı
Anlatsan bir kere
önümde kilitli kapılar
anahtarları sende

gitmesen olmaz mı
en azından bir gece
içimde bir kara orman
yanıyor gittiğinde...

ahh... ahhhh...

Bu gece dinlemekten keyif aldığım tüm şarkıları dinleyerek buluyorum huzuru. Bazen göklerde uçuyor bazen hüzün yağmurunda ıslanıyorum..

 Yoğunluk çocuklar büyümeye başlayınca daha da artıyor. Yazmaya değil fırsat hayatın kendisinde unutulan bir çok şey oluyor.

 Çocukların bu yıl ki programları o kadar yogun ki.. sanırım bu yıl sanatsal ve bedensel etkinliklerde tavan yaptık..
 Haftada 2 gün Salı ve Perşembe satranç ve karete kursumuz var. Okul çıkışında kursa gidip 1 saat bekliyoruz. Beklerken bile boş oturmuyoruz o boşlukta ödevler yapılıyor :))

Sonra 1 saat satranç kursu başlıyor ardından 1,5 saat süren karete.. beklemek bizim payımıza düşen.. beklemek ve beklerken yorulmak..


 hani biraz surat yapsalar anında vaz geçip evime gidicem ohhh misler gibi evde dinlenicem ama onların çıkıştaki mutluluğu bana da sabır duygusu veriyor..

Böyle akıp gidiyor günler bu yıl pek derste çalışmıyoruz aslında aktivitelerden ama olsun.. fırsat varken yakalamak eğlenmek de güzel..


 Kitap okumayı seviyoruz onu bırakmıyoruz şükür ki.. Tonguç beyin kitaplara olan düşkünlüğü umarım gelecek yıl 1. sınıfa başlıyacak olan Elif'imize de bulaşır o da çok sever o da çok okur..

Elif bu yıl okulda daha bir kendine güvenli daha bir becerikli daha bir abla. Okulu arkadaşlarını ve öğretmenlerini çok seviyor. Büyüyünce Matematik öğretmeni olucam diyor.. Hayırlısı artık. Boy ve kilo olarak yaşıtlarının ilerisinde. Son 2 yıldır büyüme hızı 2 hatta 3 e katlandı diyebilirim. Maşallah benim canım kızıma..

  Hafta içi yoğunluğundan sonra hafta sonu da boş oturmuyoruz cumartesi pazar gitar kursuna gidiyoruz :) Ben hafta içi çok yorulduğumdan babamız getirip götürüyor Tonguç'u. O da benim gibi yorulsa da sabrediyor Tonguç bey için..

Aslında biz bu kurslara gitmeyi düşündüğümüzde bu kadar zor olacağını düşünmemiştik. Sabah evden 8 de çıkıp akşam 19 da eve geliyoruz. Evde yemek olmuyor çoğu zamanve temizlik de yapamaya vakit olmadığından evi temizleyen  birini almamız şart oluyor. Anne baba için yorgunluk üstü yorgunluk olsa da çocuk için de zor. Her biri ayrı bir çalışma ve gayret istiyor. Her gün çalışmak gerekiyor. Okul derslerimize çok vakit ayıramıyoruz  ilkokul olduğu için bu dert olmuyor. Öğretmenimiz öyle çok ödev vermediğinden sıkıntı yapmıyoruz. Ama ortaokulda olsa kesin birinden birini seçip diğerlerini bırakmamız gerekecekti..



 Rabbim' e sonsuz kere şükürler olsun.. Verdiği ve vermediği tüm nimetler için....



Yeni Düzen

Tarih tekerrürden ibarettir. Herkes ne görüp geçirdiyse, kişi ve yer değişimiyle hepimiz aynı şeyleri mutlaka yaşarız. Yaşamamak yaşayanlara karşı haksızlık olur zaten.. İşte bende bu gün tarihin tekerrürüyle büyüklerin söylediği "Çocuk büyütmek zor" klişe sözünü bir kaç defa söylemiş bulunmaktayım kendime :)
Onlar daha büyüdükçe daha da söyleyeceğim galiba..

Tonguç arkadaşıyla şakalaşırken arkadaşının yere düşmesine neden olmuş. Çok sevdiği ve anlaştığı bir arkadaşı bende annesiyle arkadaşım. Ona zarar vermek istemediğini pişman olduğunu defalarca söyleyerek ağladı uzun süre. Gereken vicdani uyarıları yaptım ben de bir anne olarak ama yine de durum beni oldukça üzdü.

Geçen yıl bu zamanlar Elif'in okula uyum sürecinin sıkıntılarını yaşıyor ve bunalıyordum. Çok şükür bu yıl hiç beni üzmedi. Gayet güzel bir şekilde gidip geliyoruz. Ama ilk girdiği ortama alışması malesef hemen olmuyor Elif hanımın. Jimnastik kursuna gitmek istedi yazdırdım bu ikinci haftamız ama derse zorla giren Elif oyunlara katılmayıp sınıfın bir köşesinde öylece oturup içinin yağlarının erimesine rağmen gururunu ve inadını aşıp arkadaşlarına eşlik edemiyor. İçinde onu tutan ne varsa bırakıp bir an önce kaybolmasını diliyorum..

Tonguç bey de boş durmuyor satranç ve karate kursuna gidiyor. Hafta da 2 gün kurstayız biz. Eve gelmemiz akşam 7 yi buluyor. Oldukça yorucu olsa da Tonguç'un mutluluğu benim de katlanmamı sağlıyor.. şimdilik kurslara devam..

Velhasılı çocuklar büyüyor.. büyürken büyütüyor...

Rabbim karıncayı bile incitmekten çekinecek kadar vicdanlı, 
Rabbi dışında hiç bir şeyin
kulu kölesi olmayacak cesaret ve güçte evlatlar yetiştirmemizi nasip etsin..



19.09.2015  Tonguç bey 8 YAŞINDA!

Daha dün gibi diye başlayan öyle çok cümlem var ki..
en önemlisi de Şükür.. 
SENİ VEREN RABBİM'E SONSUZ KERE ŞÜKÜRLER OLSUN...


15 Eylül 2015.. Güzel prensesim 5 yaşında!


Sükretmeye doyamadığım bu güzel günler için Yüce Rabbim'e sonsuz kere Şükürler Olsun..
 Rabbim İmanlı, hayırlı, sağlıklı, mutlu bir ömür versin tüm evlatlarımıza
ve 
kimseyi evladıyla imtihan etmesin.


Kalp çarpıntısı korkudansa eğer delirmek an meselesi.. Ben bu gün bunun bizzat canlısını yaşadım.
Canım oğlum bu gün yüreğimi ağzıma getirdi. Apartmanın merdiven korkuluklarının arkasına geçip 9. kattan show yapıyormuş arkadaşlarına :(( bunu öğrendiğimde şok oldum resmen. Ürkek ve dikkatli oğlum nasıl oldu da böyle bir şey yaptı hala anlamıyorum. "Benim Çocuğum yapmaz" diye bir şeyin olmadığını bir kez daha anladım. Ayrıca çocuk yetiştirmenin tamamen Rabbimin korumasıyla olduğunu da.
Sen ne kadar koruduğunu düşünürsen düşün Rabbim korumadıkça yapılabilecek hiç bişey yok. Rabbime ne kadar şükretsem az İçim hala acıyor :((( düşündükçe çok kötü oluyorum..


İçim ne denize vuran çocukları görmeye ne babasız kalan şehit çocuklarının haberlerini duymaya dayanıyor bu aralar.

 Rabbim ülkemizi ve tüm müslüman kardeşlerimizi korusun. Hakkımızda hayırlı olanı versin..



10 yıl.. içinde her duygunun fazlasıyla yaşandığı 10 yıl.. Şükür ve sabır birbirine karışıp bizi bu günlere getirdi çok şükür.. 2 güzel masum çocuk bu geçen 10 yılın en tatlı meyveleri..

Rabbim sevgimizi, saygımızı arttıracak dünya ve ahiretlik nice 10 yıllar nasip etsin beraber..

Şükür..

Tuttuğu orucun hediyesini vermek isteyen babasına " canının sağlığını istiyorum babacığım" diyen bir yavru değil midir binlerce kez şükre sebep..

saat 17 ye kadar oruç tuttu yavrularım..

Elhamdülillahi Rabbil alemin...


Okullar kapanmak üzere. Bir eğitim yılı daha son bulacak. Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini söylemeye gerek yok sanıyorum. Gerçekten çok hızlı geçiyor..

Tonguç bey okula severek ve isteyerek devam ediyor. Çalışan anne çocuğu olduğu için okula gitmeme gibi bir durumu yok ki zaten o da bunu istemiyor.
Güzel kızım Elif de okulların kapanmasını istemiyor. Dönem başındaki halinden eser kalmadı desem yeridir. Öğretmenlerine ve sınıf arkadaşlarına çok alıştı.

Bu aralar evde bol bol bebeklik anıları anlatılıyor. "ANNE BEN NASIL BİR BEBEKTİM? " ,  "anne bana bebkliğimi anlatır mısın ? şeklinde sorular? gelirken arada kardeş istemeler de olmuyor değil.  Elif' in iç çekerek keşke benimde kardeşim olsaydı :) demeleri öldürüyor beni.
Onlar a bloglarını gösterdim bayıldılar. Sordukça açıyorum bloğu hem gülüyor hem de mutlu oluyorlar.

Bu hafta sonu seçim var. Rabbim Vatanımız için hayırlı insanları nasip etsin bu millete...




Şu koca hayatta bazen anlaşıl-a-mamak insanı çok yorup üzüyor. Sabır ve empati diyorum kendi kendime. Mesele şu ki yarın 23 Nisan ve ben bu günün eğer bayramsa bayram gibi geçmesi taraftarıyım. Bu günü çocuk sirkine çevirmenin ne alemi var. Emir komuta zinciri bir yana koca kadın makyajıyla minicik bedenler, tek kalıba hapsolmuş çocuk ruhlar beni üzüyor.

bence 23 Nisan da panayırlar kurulsun çocuklar eğlenceye, oyuna doysun. Atlıkarıncalar, dönmedolaplar,  halat çekme oyunları... daha neler neler ve tabii bin bir çeşit yiyecekler. Çocuklar daha ne ister ki?

Dün okul gezisı ile vialand a gittim. Sevgili Tonguç'um da 1 günlük bir okul kaçamağı ile gezimize katıldı. Çok güzel eğlenceli bir gezi oldu. En güzeli Tonguç çok mutlu oldu.

Tonguç daha yeni yeni farkediyor kendini. Kendine özgüveni, çevresiyle iletişimi, kendini ifade edişi çok da güzelleşti. Anlam veremediği, maruz kaldığı yoğun ilgiye artık kendince yorumlar bile yapıyor. Bana okula giderken dedi ki,
"Şimdi kızlara bir haller olacak.
 Şapka aldın mı anne yanına? "
önce anlamadım ama sonra çooook güldüm.


Romantik çocuk aynı zamanda ilerde yaşlanırsam bana bakacağını söylüyor, çocuklarına benim bakmamı istiyor, hatta bu konuda dua ediyor çocukları iyi olsun da beni üzmesinler miş :)
çok katlı bir apartman yapıcak bir katında kendi, bir katında anne ve babası bir katında da Elif oturacak mış:)
Hala tek arzusu Pilot olmak olsa da arada Hem pilot hem doktor ya da Hem pilot hem de .... gibi meslekler seçebiliyor ama pilot olma hayali hiç değişmiyor :)
İlerde bir çok şey icat etmek istiyor ve buna inanıyor :)
Kardeşine çok kızıyor ama ona hiç kıyamıyor :)
Oyun oynamayı çok seviyor :)
Her gün kitap okuyor:)
Babası bu gece olduğu gibi bazı geceler geç gelebiliyor o zaman bu duruma gerçekten çok üzülüyor
Yiyecek israfını sevmiyor tabağında bir şey kaldığında yalvarırcasına bize ısrar ediyor anne nolur siz bitirin diye :)



Bu gün ilk kez markete gitti tek başına :)
Velhasıl Tonguç Büyüyor..

Rabbim yolundan ayırmasın bahtını da kendi gibi güzel kılsın