Bir dakika ama!


Tonguç uzun zamandır parmağını emiyor ama son bir haftadır parmak emme diş kaşımaya dönüştü. Elleriyle damaklarını parçalıyacak gibi kaşıyor. Baş parmağımla bazen ben kaşıyorum alt damağını, kıpırdamadan öylece kalakalıyor. Çok hoşuna gidiyor ve rahatlıyor. Bu bir diş gelme habercisi mi, yoksa başka bir şeyin alameti mi bilmiyorum. Önlük yetiştiremiyorum bu yüzden Tonguç'a. Çamaşırları biriktirip yıkadığım için kirli sepeti dolmadan, önlükler sepete giriyor, yıkamak için beklerken de Tonguç'un üstü başı bizim kıyafetlerimiz hep su oluyor. Allah'tan ağız bezimiz çok da imdada onlar yetişiyor.


Oğlum dün babaannesinin verdiği elmayı yememiş, uyumadığı gibi huysuzlanıp durmuş. Ben öğlende eve gelince biraz uyuttum sonra da hava alması için dışarı çıkardım. Biraz da dışarda uyuyup, rahatladı. Hatta yolda uyuyunca eve dönüş yolunu bir parka çevirip, orda uyanmasını bekledim bir müddet eve dönmek için. Çünkü ne zaman yolda uyusa ve biz o sırada eve gelsek uyanıyor ve tekrar uyuyamıyor, huzuru kaçıyor.


Dün gece başladığım bu yazıma bu gün saat 16:32 itibariyle devam ediyorum. Bakalım ne zaman bitecek? Aklımda günlüğe yazacak o kadar çok şey var ki aslında ya fırsat bulup yazamıyorum ya da fırsatını bulduğum da yorgunluktan aklımı toplayıp yazmam mümkün olmuyor. Bu gün de onlardan bir gün :) Dün gece tam yazacaktım, Baba Tonguç'un uyuyup dinlenmelisin çok yoruluyorsun ısrarlarına dayanamayıp kendimi uykuya teslim ettim.


Bu gün okuldan eve uğrayıp hem Tatlıcık oğlumun, hem de kendi karnımı doyurup paso çıkartmak için Karaköye gittim. Netice de halledemedim. 40 kişiyi sırada bekleyip sadece bankaya para yatırabildim. 2 kere daha gitmem gerekecek. Ayaklarımın çığlıklarını dinliyorum şu an avaz avaz bağırıyorlar "ben burdayım" diye.


-----<---<--@


Hayat, minicik, ağzı süt kokan, kendi başına ne karnını doyurmayı ne de oturmayı beceren, emerken teşekkür eder gibi gözlerimin içine bakan, mavi gözlü ipek saçlı bir bebeğin etrafında dönüyor benim için. Uyudu mu? Acıktı mı? Altı kirlendi mi? Mutlu mu? Sağlıklı mı? Bir problem var mı? Gelişimi iyi mi? Soruları ve cevaplarıyla iç iç bir yaşam sürüyorum. Küçücük, bu bebek kokulu dünya da, beni, yorduğu gibi, gülen ve güldüren yüzüyle yine Tonguç dinlendiriyor.

Okulda girdiğim sınıflara, yeniden kahvaltı yapma- süt içme ödevi verdim. Geçen yıl bir çok anneden teşekkür almıştım bu yüzden. Ağzına süt koymayan ya da midem bulanıyor bahanesiyle kahvaltı yapmadan okula gelen bir çok çocuk bu sayede kahvaltı yapmaya başlamıştı. Ödev basit: Her gün kahvaltısını yapıp sütünü içerek okula gelecek öğrenciler. Hazır kek, okulda hamburger, patates kızartması, hazır meyve suları ve daha bir çok hazır yiyecek yasak. Evde doğal ortamlarda hazırlanacak, kolaya kaçılmayacak, mümkünse en doğalı yenecek.


Besinin kalitesi vücudun ve beynin kalitesini de etkiliyor. Bunu düşünen duyarlı anneler çocuklarının eğitimine verdikleri önem kadar beslenmelerine de önem veriyorlar. Ama bu annelerin sayısı malesef oldukça az. Sabah erken kalkıp çocuklarına yiyecek bir şeyler hazırlamaya üşenen anneler çocularının ceplerine sıkıştırdıkları harçlıklarla kendilerini dünyanın en iyi annesi sanıp üstüne bir de çocuktan yapamayacağı şeyleri istiyorlar. Sorumluluğu bilmeyen ve çocuğuna öğretemeyenler her zaman çocuğunun sorun-lu-luğuyla uğraşır.


Rabbim! Sen öğrencilerime zihin açıklığı ver. Okuduklarını anlamak, anladıklarını uygulamak, uyguladıklarıyla da çok güzel yerler kazanmalarını nasip et! Amin

5 yorum:

  1. Adsız Says:

    ayça selam
    bizimde ağzımızdan su eksik olmuyor
    ve özellikle 2-3 gündürde nevresimini parçalar gibi kemirmeye başladı
    yahu bunların biyolojik saatleri hepmi aynı vuruyor?
    ve izlemediğini düşünerek söylüyorum:2 gün önceydi sanırım bağımlılık-bağlılık konulu bir program izledim ve orada şu anda bizim yaptığımızın yanlış olduğunu yansıtan öneriler aldım,şöyleki artık çocukla-bebekle bütünleşerek onları aşk,hayat,herşey yaparak kendinden vazgeçmenin,unutmanın yaratacağı etkiler dile getirildi,evet onlar herşey,aylardır onlara alıp,kendimizi es geçiyoruz,evet altı,üstü,karnı,gazı,gezmesi,doktoru,yemeği...ya biz...
    uzmanın dediği şu anda bebeğin temizliğe,tokluğa ve sıcaklığa,uykuya ihtiyacı olduğu idi
    evet doğru
    sanırım bel ağrımın büyük bir nedeni stres ve dinlenmemek...
    rahat olmak hem bizi hem onları daha iyi etkileyecektir sanırım
    öğrencilerin için çaban güzel umarım yapıyordur haylazlar...
    çok nadirde olsa 4-6 ay aralığında diş çıkma ihtimali varmış belk biz o aralık olabiliriz hadi bakalım...
    yorgunluk dışında umarım iyisindir
    bu arada yulaf ve tahıl grubunun beslenmeleri için iyi olduğunu duydum bir fikrin varmı...
    ve özellikle yüzü için iyi geldiğini gördüğün bir ürün kullanıyormusun
    ben bepanten merhem kullanıyorumda popoya ve yüze...
    öptük
    yıldız

  2. firdevs Says:

    ayca'cim insallah tonguc'un disleride benim minigiminki kadar kolay cikar :) azilar dahil ben hic rahatsizlandigini gormedim :) hatta bugun saydim tam 20 tane incisi var oglumun :)))

    senin de dedigin gibi bizi bu minikler yoruyorlar ama yine onalr dinlendiriyorlar :)))

  3. Adsız Says:

    Merhaba Ayca,

    Ali Kerem de uzun zamandir parmaklarini, eline gecirdigi hemen herseyi ve tabii ki biberonunun memesini kemirip duruyor (biberonun halini gordukce, verilmis sadakam varmis, bu cocuk emmeye devam etseydi nice olurdu halim diyorum bazen :)) Ama oyle asiri bir tukuruk/su sacmiyor henuz. Belki bizim oglan Tonguc abisini burun farkiyla geriden takip ediyordur; izlemeye devam edelim bakalim. Insaallah cok aci cekmeden/cektirmeden cikarirlar dislerini de bu gunlerimizi mumla aramayiz :(

    Sevgiyle,
    Ayse Sule

  4. Pınarın Kulubesi Says:

    Bizim oğlan da ortalığı suya verdi ama bu durum 2. ayından itibaren var. Tükürük bezleri çalışmaya başladığından beri yani. Şu an ellerimizi kemiriyor. Kendisini tutarken bir bakıyorum elimi taşımış ağzına götürmüş, parmaklarım kemirilmeye, somurulmaya başlanmış. Bu arada ellerim temizken bunu yapmasına izin veriyorm tabi:)
    Ayça inşallah ben çocuğuna hazır gıdaları asla yediren bir anne olmayacağım. Günde 5 dakikamı ayırarak da olsa en azından bir sandviç yapar yanına bırakırım. En güzeli evinde kahvaltıyı yapması. İnşallah o günleri de göreceğiz. Oğluma kalan derslerine çalışmak olacak. Annesi onun ihtiyaçlarını düşünür, yapar.

    Yıldız, sanırım ben de seyretmiştim önceden bağlılık mı bağımlılık mı konulu programı. Uzmanlar bağlılık olmalı diyor, ama o kadar kolay değil ilk zamanlar bu kadar bağımlı yaşadıktan sonra. Her ihtiyacına yetişip sonrasında bu bağımlılıktan kurtulmak hiç kolay değil

    İnşallah bebekler kolaylıkla atlatırlar bu diş olayını...

  5. Ayça Says: Bu yorum yazar tarafından silindi.