Tonguç ve Elif Büyürken..

Okulda zaman nerdeyse hiç ilerlemiyor. Geçip gitsin diye baktığım dakikalar benimle inatlaşırcasına yerinde sayıyor. Aklım hep oğlumda kalıyor..
Okulun ilk ve son günlerini, öğrenciliğimden öğretmenliğime hiç sevmedim. Bu günlerde öğrenciler, kendilerinden, okuldan bi haber, akıl beş karış havada, tatil modunda, dersi kaynatma peşinde olurlar. Hem "Öğretmenim ilk günden ders mi işlenir? " diye veryansın ederler hem de " Ne yapmak istersiniz, söyleyin o konuda konuşalım" sorusuna asla yanıt bulamaz, aralarında gülüşmeyi fısıldaşmayı seçerler. Ne ders anlatablirsin onların bu hallerinden dolayı ne de adam gibi muhabbet edebilirsin.

Girdiğim yeni sınıflara ilk ders özgeçmişlerini yazdırdım. Biri Matematik özgeçmişi, diğeri de hayatlarının özgeçmişi.. İlginç yazılar, kurnaz fikirler, yağ damlayan şirin sözler çıktı ortaya. Aslında vakit olsa bir kaçının resmini çekip isimsiz burda orjinalini yayınlamak isterdim ama vakit ve imkan yok şu an buna.
Öğrencilerden birisi birinci dönem karne notu için demiş ki " pek çalışmadım, karneme matematiğim 1 geldi, zaten öğretmen de de iş yoktu öğretmenim".
Bir başkası " derste sıkılıyorum, matematik ne işimize yarar ki, bence gereksiz bir ders"
bir diğeri, " hocam sadece toplama çıkarma yapsa derste diğer konuları işlemesek"
Bir dğeri, " ben okumayı 4. sınıfta söktüm, babam beni kitap okuyamıyorum dye dövüyordu o yüzden bende aptal oldum anlamıyorum hiç birşey".
...... daha uzayıp giden, unuttuğum neler neler..

Yazının içeriğinde pop yıldızlarından, yan komşunun kına gecesine, futbol takımının yenilgisinden, çatıda yapılmsı istenilen mangala kadar bir çok şey yazılmış. Yorumları size bırakıyorum.

Bunlar dışında başlamam gereken konulara bir türlü geçemiyorum, çünkü sınıfların yarılarından fazlası hala Tam sayılarda Dört İşlemi bile bilmiyor. Geçmişe döndüm ama yenilere nasıl geçeceğim? eskileri bıraksam yeni konulardan ne öğreteceğim bilemiyorum :(
Okul ve öğrenciler anlat anlat bitmez. Bu yıl ki öğrencilerim sanıyorum şimdiye kadar olanların içinde en durumu zayıf olanları. Gözlerinde büyüttükleri ve etraflarını boylarınca çevreleyen o duvarı yıkmak zor olacak. Yine de her zaman olduğu gibi hep bir daha bir daha bir daha deneyeceğim..

------<---<@ Tonguç' a gelince uyku ve yemek düzeni doğal olarak değişti, düzensizleşti. Bazen biz çıkarken uyuyor oluyor bazende uyanıveriyor. Dzensizlikten, uzun uykuları saatten dakikaya düşüyor ve uyku zamanları kayıyor. Ama yine de çok şükür iyi. Yeni bir düzene alışacağız inşallah her birimiz için zor olsa da. 3. dersin sonundaki 15 dakikalık tenefüste mutlaka eve gelip emziriyorum. Acıkmış oluyor ki cuk cuk emiyor :) gülümsemesi yorgunluğumu alıyor koşa koşa okula geri dönüyorum. Dün çok yorucu bir gündü. 2 gece üstüste uyumamanın gündüzde yorulmanın, git- gel lerin etkisiyle sızdım resmen. Dün, İlk 3 saat derse girip eve geldim. Emzirip tekrar okula döndüm. 5. saatim boş olduğu için, 1 derse girip tekrar eve geldim yarım saat oturup tekrar son ders için okula gittim, sonra son saat dersten çıkıp, koş Ayça koş deyip eve geldim. Aaa "Tonguç uyumuş Elması bitmiş" koş koş manava git gel derken derman kalmadı :) Tonguç özellikle son bir haftadır yerinde durmuyor. Yatmaktan sıkıldı yavrum, artık oturmak istiyor.Önce kendini öne doğru kaldırmaya çalışıyor deken ıkındığı için yüzü kıpkırmızı oluyor, göbeğini oynatıp ayaklarıyle direniyor. Kısacası minicik bedeniyle o bile uğraşıyor ve istediğini elde edene kadar uğraşmaktan yılmıyor. İnsanoğlunun yavrusu bile dediğim dedik diyor :)