Tonguç ve Elif Büyürken..

Zil çaldı, okul bitti, evdeyim. Dersten sıkılan, zaman geçse diye dua eden öğrenciler gibiydim bu gün. Saniyeler yıl gibi geldi. İlk defa girdiğim 4 sınıf ve geçen yıldan 3 sınıfım var. 20 saat ders almayı planlarken malesef 28 saat alacağım. Ders programı haftaya değişecekmiş o yüzden ben, benim yerime, geçen dönem derslere giren, görevlendirme öğretmenin ders programına uymak zorunda kaldım. 3. tenefüsün sonunda koşa koşa eve geldim. Oğlum acıkmış beni bekliyordu :) Emzirdim. Koşa koşa bu seferde okula gittim. 6. ders sonunda yine aynı koşturmaca. Yorucu oluyor, her ne kadar ev yakın olsa da. Geldiğimde Tonguç kucaktaydı :) gittim geldim yine kucakta :) daha gün değerlendirmesi yapamadık babaanneyle. Tonguç, ya hiç durmadı babaanne pışpışlayıp durdu, ya da babaanne diğer torunundan kalma alışkanlıkla, kucaktan indiremiyor torununu, bilemiyorum.
Ona hep sevgiyle yaklaşacak bir gönüllü bakıcısı (babaannesi) olduğu için Tonguç çok şanslı. Canının parçası, Yavrusunun yavrusuna baktığı, tatlı mı tatlı maviş gözlü torununu bütün gün doyasıya sevebileceği için de babaanne çok şanslı :)

Her bayanın, evinde üreterek ya da iş yerinde çlışarak, çalışması gerektiğini düşünen ve savunan ben, her annenin, çocuğu en az 3 -4 yaşına gelene kadar çalışmaması gerektiğine karar verdim :) Bu kararın kendim için en doğrusu olduğuna karar verdim. Başka anneleri bilemem.

Dün, bu günü düşünerek uykusuz kaldım. Tonguç'u az önce emzirdim ve beşiğinde sallıyorum, sanıyorum daldı. Bende o uyurken uyusam iyi olacak.. Okul günümü, fırsatım olursa sonra yazarım.

Rabbim! Sen bütün öğrencilere zihin açıklığı, bizlere de sabır ve merhamet ver :)) Aminnn