Baba Kucağı..

Tonguç'un ellerini kullanmaya başladığından bahsetmiştim. Bu da o anlardan biri. Yukarı uzanıp battaniyesini tutuyor, oynuyor ve tabi ki onu emmeye çalışıyor :)

Söylemeden geçemeyeceğim, Tonguç'un battaniyesinin asıl sahibi Baba Tonguç. Yıllar önce halası örmüş bu battaniyeyi Baba Tonguç'a. Şimdi yavru Tonguç kullanıyor :)







Dün (cumartesi) iş güzarlığımız tuttu Baba Tonguç'la. Gece 2 ye kadar onun üzerinde çalıştığı projesi ile ilgili düzeltmeler yaptık, yeni fikirler ürettik. Sen misin o saate kadar uğraşan? Tam uyuyacaktık ki Tonguç uyanmasın mı, gözlerimden uyku akıyor yorgun argın emzirdim ama bizim yavru kuş uyumadı bir türlü. Neyse zor bela uyutmuşum hatırlamıyorum bile. 5 gibi bir "viyykkk" sesi daha :)
Sanırım beni o saatte Tonguç'tan başka hiç bir güç uyandıramazdı. Annelik böyle bir şey işte :)Neyse emzirdim tam yerine yatıracakken yine kopardı kıyameti. Ayrılmak bu kadar mı zor canım yavrum? Yataklarımız zaten bitişik, niye kıyamadığım gözyaşlarını akıtırsın ki ? Aklıma hemen gaz ilacı geldi. Gaz ilacımızın tadı Tonguç'un çok hoşuna gidiyor ondan biraz emziğe sürüp verdim sustu ama ağzındaki tat gidince yine bir viyykkk sesi.. Yatağını sallıyorum susuyor biraz sonra bir daha başlıyor,uyku yok beyimizde. Sakin sakin dursa tamam ama hemen başlıyor ağlamaya. Sürekli emzir uyutmaya çalış derken sabah 8 oldu. Ondan sonra Baba Tonguç devraldı mesaiyi :) Ben de biraz uyumuş oldum.




İlk zamanlar, bebeğimiz doğduğunda çok acemilik çektik. Bize 40 çıkınca ve 3. ayı dolunca rahat edeceğimizi herşeyin düzeleceğini söylemişlerdi. Bizim 40 çıkma olayı 30. gün oldu. Baba Tonguç'la çok şaşırıp, "acaba bu günü not etsek mi?" "hep böyle gider mi?" " bir günlük mü bu değişim?" diye aramızda konuşmuştuk. Gerçekten büyük bir değişim olmuştu.. Şu an 3. ayımızı dodurduk ve geriye baktığımda ne çok yol katetmişiz diyorum.

Tonguç'daki değişimlerden bir başkası; artık gözleriyle de konuşuyor. Bakışları gerçekten çok anlam kazandı. Bilerek tanıyarak bakıyor. Emerken mesela gözlerimin ta içine bakıyor, bakıp gülümsüyor, saçlarımı inceliyor, tokamı farkediyor.

Bunun dışında, konuşmayı çok seviyor, 2. ayında da konuşmaya büyük tepki gösteriyordu ama bu ay sanki bize eşlik edercesine aooooouuuu lar bir başka çıkıyor ağzından. Ağladığında neden olduğunu hissettiriyor. Kötü herhangi bir söz ne olursa olsun buna hemen ağız bükerek tepki veriyor. Ses tonundan bile anlayıp sevinç çığlıkları atıyor ya da içleniyor. Bu gerçekten müthiş bir şey.


Bu gün ilk defa oyuncaklarla oynadı, topu ve çıngırağı dışında. Fare ve civcivine dokundu ağzına götürmeye çalıştı, havada salladı, attı, tüylerini farketti.


Oyuncakları dışında kendini de keşfediyor. Anakucağında otururken ayaklarına takıldı gözleri :) Gözlerini ayaklarından hiç ayırmadan uzatıyor, çekiyor, hareket ettiriyor sonra bir şaşırıyor bir şaşırıyor :) bunlar da nerden çıktı der gibi bakıyor onlara :)




Ana kucağı olur mu hiç? aslında en rahatı baba kucağı :)


oohhh şöyle yayıla yayıla uzanayım, uykucuk da geldi zaten..



Bu gün kendimizi şımartalım dedik. Patatesli börek yapıp yedik :) Akşam da Çay - Kestane ikilisiyle buluştuk. Özlemişiz her ikisini de..Benim için kışın en vazgeçilmez ikililerinden çay- kestane. Tabi bunların komşuları çay-çekirdek, çay-patlamış mısır a da haksızlık etmiyeyim, onlarda çok güzel:)


0 yorum: